DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Habertürk ekranında gündeme dair bazı ifadelere yer verdi.
Sırrı Süreyya Önder, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme isteğini dile getirdiği İmralı sürecinde DEM Parti heyetinde yer alıyordu. Bu süreç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 tarihinde TBMM'de gerçekleştirdiği konuşma ile başlamıştı.
BAHÇELİ İLE GERÇEKLEŞEN TELEFON GÖRÜŞMESİ
Bahçeli’nin kendisini telefonla aradığını ifade eden Önder, o anları şöyle aktardı:
"Ahmet Türk ile birlikte odama geçtik. Odaya otururken, ilk kez asistanımdan bir telefon geldi. 'Sayın Bahçeli’nin makamından arıyorlar, görüşmek istiyor' dediler. 'Bağlayın lütfen' dedim. Diafona aldım, Ahmet Abi de dinliyordu. Sağlığımı sordu, ben de kendisine sağlık diledim. 'Barışı görmeden Allah’ın emanetini almasına izin vermeyelim' dedim. 'Olmaz, daha barışa ulaşabilmemiz için çalışmalar yapacağız, kendinizi fazla sıkıntıya sokmayın' dedi. 'Muhtemel sonuçları henüz pek değerlendirememiş durumdayız' dedim. Ardından Ahmet Abi ile sohbetlerine devam ettiler. Görüşmeyi sonlandırdık. Daha sonra kendisini ziyaret ettik."
Bahçeli'yi ziyaretini de Önder şöyle açıkladı: "Devlet Bey bu görüşmeyi kamuoyuna açıklamadan benim de açıklama yapmam, ona karşı bir saygısızlık olur. Ancak izlenimlerimi paylaşabilirim. Kapı kapandıktan sonra iki ayrı siyasi partinin mensubu olmaktan ziyade, köy odasında saygı ve özen içerisinde bir araya gelmiş iki bilge insanın sohbetine tanıklık ettik. Bu an bizim için oldukça kıymetliydi. Sloganlar ve politik söylemlerle sınırlı olanların ötesinde, sahip olduğu kaygılar, arzular ve talepleri konusunda orada duyduğumuz coşku ve kararlılık gerçekten önemliydi. Üçümüz de bu görüşmeden büyük bir saygı ile ayrıldık. Kendisine de son derece nazik ve saygılı bir şekilde ev sahipliği yaptı ve uğurladı." dedi.
"ÖCALAN'IN HİÇBİR ŞARTI YOK"
Görüşmenin detaylarını aktaran Önder, Öcalan'ın ilk toplantıda herhangi bir şart veya başka bir şey dile getirmediğini belirtti. "Gerçekten kendisinin bu noktaya neden ihtiyaç duyduğunu derin bir şekilde tartıştı bizimle. O an, coğrafi, bölgesel ve ulusal boyutlarda bir analiz sundu, tarihi perspektifle günümüze dair tespitlerde bulundu. Bahçeli’nin konuşmasıyla ilgili olarak 'Ciddi bir insandır, ne demek istediğini anlamaya çalıştım, sonunda bunu çözmeyi başardım. Sorumluluk sahibi bir kişilik' dedi. Bu yaklaşımın, yakında bizi uluslararası ve bölgesel anlamda bekleyen sonuçların, toplumsal maliyetlerin farkında olduğunu gösterdi. Bu görüşlerde yüksek bir değer biçtim." diyerek konuşmasına devam etti.
Öcalan’ın hiçbir şart öne sürmediğini belirten Önder, "Bahçeli, 'Meclis’te gelip konuşsun' dedi. Dediğinden geri adım atacak birisi değil, her zaman arkasında durdu. Sayın Öcalan ise 'Onu çok zorluyorlar, işini güçleştirmeden ben Meclis'e gelmeyeyim. Siz oradasınız, ben buradan konuşurum' dedi. Bu konuda herhangi bir talebi oldu mu? Hayır, asla! Bu süreçte hiçbir şart yok. Ön koşul ya da sonrasında ek bir şart da yok. Bunu tüm içtenliğimle ifade ediyorum." dedi.
