Dolar 38.7147 Euro 43.5369 Altın 4125.83 Borsa 9279.21 Sterlin 51.3541 Brend 63.04
9 Mayıs 2025 Cuma

Babacan, İmamoğlu'na Sert Çıktı: Siyasi Darbe İddialarına Dikkat!

DEVA Partisi lideri Babacan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında İmamoğlu ve birçok belediye yetkilisinin gözaltılarını sert bir dille eleştirdi. Babacan, "Bu operasyonların siyasi ve ekonomik sonuçları, Türkiye'nin son iki yılda yaşadığı ekonomik zorluklara eşdeğer" ifadelerini kullandı ve soruşturmanın siyasi bir hamle olduğunu, demokrasiyi hedef alan bir darbe girişimi niteliği taşıdığını vurguladı.

Babacan, İmamoğlu'na Sert Çıktı: Siyasi Darbe İddialarına Dikkat!
19 Mart 2025 Çarşamba/11:22

FEYZA NUR ÇALIKOĞLU

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Ekrem İmamoğlu ve belediye yetkililerine yapılan gözaltıları ele aldı. Bugün sabah saatlerinde gerçekleştirilen operasyonların, Türkiye’nin son iki yıldır yaşadığı ekonomik zorluklara eşdeğer siyasi ve ekonomik yansımaları olduğunu belirterek, bu sürecin hukuki değil tamamen siyasi bir müdahale olduğunu vurguladı. Babacan, Türkiye'de yargının artık iki farklı standartla işlediğini ve muhalefetin sistematik bir şekilde baskı altında tutulduğunu ifade etti. Bu durumu, demokrasiyi anlamsızlaştıran bir darbe girişimi olarak tanımladı.

Babacan, İmamoğlu ve belediye yetkililerine yönelik yürütülen operasyonu üç ana başlıkta topladı; mali konular, "kent uzlaşısı" adı altında terörle ilişkilendirilme çabası ve Gezi Parkı olayları gibi birbirinden bağımsız dosyaların eş zamanlı olarak gündeme gelmesinin, bir siyasi stratejinin parçası olduğunu bildirdi.

“Bağımsız ve tarafsız bir yargının bulunduğu bir ülkede, 12 yıl önce, 1 yıl önce veya 6 ay önce başlatılan soruşturmaların aynı sabah bir zaman ayarlı bomba gibi patlatılması mümkün değildir. Eğer böyle bir durum yaşanıyorsa, bunun en açık kanıtı, sürecin siyasi müdahale ile yürütüldüğüdür.”

“BU, SEÇİLMİŞ BİR İKTİDAR TARAFINDAN YAPILAN SİVİL DARBE TEŞEBBÜSÜDÜR”

Babacan, yaşanan sürecin sadece yargının değil, iktidarın doğrudan etkisiyle şekillendiğini dile getirdi.

“Türkiye, yalnızca askeri darbelerin yaşandığı bir ülke değildir. 367 krizinden bürokratik vesayete, yargının siyasete müdahale ettiği pek çok farklı vesayet girişimine tanıklık etmiştir. Bugün yaşananlar da bunlardan farksızdır. Demokrasiye yönelik bu müdahale, seçilmiş bir iktidar eliyle gerçekleştirildiği için çok daha tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.”

Babacan, seçilmiş belediye başkanlarına yönelik bu operasyonun demokratik değerlere ciddi zararlar verdiğini ve halkın iradesini hiçe saydığını ifade etti.

“Demokraside asıl rakip sandıktır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve eşit fırsatlarla bir yarışma alanıdır. Gücü elinde bulunduranların devleti tüm olanaklarıyla kullanarak muhalefeti bastırması, bir demokrasi anlayışı değildir; bu başka bir yönetim biçimini işaret eder.”

“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BU SÜREÇTEN HABERDARDI”

Babacan, operasyonun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleşmeyeceğini öne sürdü ve bu sürecin iktidar tarafından yönlendirildiğini belirtti.

“Sayın Erdoğan, ‘Bekleyin hele, turbun büyüğü heybede’ demedi mi? Sadece bu söz bile, yaşananların Erdoğan’ın bilgisi ve onayı dışında gerçekleşmediğinin bir kanıtıdır.”

“TÜRKİYE ARTIK ÇİFT STANDARTLI BİR YARGI SİSTEMİYLE YÖNETİLİYOR”

Babacan, Türkiye’deki yargının iktidar ve muhalefet belediyeleri için farklı işlediğini, bunun da açık bir hukuksuzluk olduğunu ifade etti.

“Artık Türkiye'de iki farklı yargılama anlayışı mevcut. İktidarın belediyeleri hakkında yürütülen hiçbir soruşturma yok; aksine, konuların üstü örtülerek sessizce geçiştiriliyor. Diğer taraftan ise muhalefet, siyasi olarak hesaplaşmalara maruz kalıyor.”

“Türkiye'de en belirgin şekilde çift standartlı bir yargının işlerlik kazandığını gözlemliyoruz. İktidarın gücünü yargıyı yönlendirmek amacıyla kullandığı, muhalefeti baskı altında tutmaya çalıştığı bir dönemle karşı karşıyayız.”

“BU SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Babacan, yaşananların hukuki bir mesele olmanın ötesinde siyasi bir operasyon olduğunu yineleyerek DEVA Partisi olarak süreci dikkatle izleyeceklerini ve adaletin sağlanması için mücadele edeceklerini vurguladı.

“Hiç kimse yasalar önünde ayrıcalığa sahip olamaz. Ancak biz, Türkiye’de hukukun tarafsız ve adil bir şekilde işlemediğini, yargının iktidarın siyasi bir aracı haline geldiğini biliyoruz. Bu hukuksuzluğun karşısında duracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz.”

© TV Manşet